Ayşegül Yalçıner: Tiyatro yemek, içmek gibi hayati bir ihtiyaç


Tiyatro sanatçısı sevgili Ayşegül Yalçıner sibelizliyor'un bu ayki konuğu oldu.
Kendisine bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum...

Sezona iki büyük oyunla merhaba diyorsunuz. Mor ve Tebeşir İzi'nde sizi hangi rollerde izleyeceğiz?
İki oyun da Ali Yalçıner ile beraber kurduğumuz Kadıköy Halk Tiyatrosu'nun prodüksiyonu. Ben aynı zamanda tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni'yim.
Mor geçen sezon çıkardığımız ve çok ses getirdiği için, yoğun istek üzerine bu yıl devam ettiğimiz oyunumuz. Mor'da eski bir hayat kadınını canlandırıyorum. Daha doğrusu (amcasının oğluyla) ilk eşiyle çocuk yaştayken babasının zoruyla evlendirilmiş, sonra bir delikanlıya aşık olup onunla büyük şehre kaçıp, sevdiği delikanlı tarafından başka adamlara pazarlanmış, ardından pavyona düşmüş, çok derin acıları olan bir kadın.
Tebeşir İzi'nde oynadığım karakter ise; Almanya'da annesiyle yaşayan Yahudi bir kız olan Elka. Hikaye 1933 - 1945 arasında geçiyor. Elka bir S.A. subayına aşık ve azınlık olmaktan rahatsız, aynı zamanda da Hitler hayranı...



İki farklı hikayedeki rollerinize nasıl hazırlandınız?
Mor sığınma evine yolu düşen 5 kadının hikayesi... Bu 5 kadının hikayeleri de gerçek. Yaşanmış hikayelerden oluştuğu için daha hassas davranmak durumunda kalıyoruz oyuncu olarak. Bu hikayeleri içselleştirip, empati yapmak canlandırmamıza yardımcı oluyor elbet. Tabii sığınma evinde yaşamış kadınlarla da görüştük yazım aşamasında.
Tebeşir İzi dönem işi olduğu için o dönem ile ilgili araştırmamızı yaptık. Zaten oyun Brecht'in bir şiirinden yola çıkılarak yazıldı. Türkiye'de Brecht'i çok iyi bilen isimlerden bir tanesi olan Prof. Metin Balay'ın tezgahından geçtim konservatuardayken. Hala da desteğini, bilgisini esirgemez benden. Dönemle ilgili filmler izledik, kitaplar okuduk. Bir de benim çocukluk dostum var Yahudi. Onunla beraber büyüdük sayılır. Aile yapılarını, geleneklerini, alışkanlıklarını iyi biliyorum.

Tebeşir İzi 16 yıldan sonra sahnelere dönen, Türk Tiyatrosu’nun duayenlerinden Gazanfer Özcan’ın kızı Fulya Özcan ile dikkat çekiyor. Fulya Özcan’la sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu?
İyi ki Fulya ablayı seçtik ve iyi ki de o bizi seçti diyorum her prova sonrasında. Fulya ablanın oğlu Tarık Ündüz benim konservatuardan sınıf arkadaşım, can kardeşim.  Okulda ilk yılımızda Tarık'la Çehov'un Ayı oyununda aynı sahneyi paylaşmıştık ve Gazanfer Özcan, Gönül Ülkü, Fulya abla, Zerrin Özer izlemeye gelmişti. Heyecandan zangır zangır titrediğimi hatırlıyorum kulise geldiklerinde. O yıldan beri Fulya abla da yarı anne gibidir benim için.  Sevdiklerinle, sevdiğin işi yapmak harika bir duygu. Bu samimi ortamda çalışmak, üretmek, Fulya ablanın deneyimi, profesyonel tiyatro ahlakı muazzam. Öyle anılar anlatıyor ki... Gazanfer Özcan, Adile Naşit, Şener Şen, Hümeyra ile ilgili anılar... O büyük ustalardan el almış, şimdi de bize el veriyor.

Mor ve Tebeşir İzi'nin seyirciye vermek istediği bir mesajı var mı?
Mor için şunu söyleyebilirim; herkes duyarlıymış gibi görünüyor ama gerçekten duyarlı davranmıyor, bir şeylerin değişmesi için kimse bir şey yapmıyor. Samimi ilişki kuramıyor artık insanlar, her şeyi çabuk tüketiyor ve kimse gerçek derdini anlatmıyor, içini açmıyor.
Tebeşir İzi ise savaşın insanlardaki yıkıcı etkisini konu alıyor. Mesaj kısmına gelince; her izleyenin çıkarımı farklı olacaktır.
İki oyunu da eşiniz Ali Yalçıner yazıp yönetiyor. Eşinizle meslektaş olmanın avantajları ya da dezavantajları neler? Birlikte çalışmak sorun yaratıyor mu?
İyi tanıdığın biriyle çalışırken iletişim kurmakta zorlanmıyorsun. Konuşmadan anlaşan çiftlerdeniz; şöyle ki onun ne diyeceğini, ne düşündüğünü söylemeden anlıyorum, o da benim. 8 yaşında bir oğlumuz var; Ada... Ben setteyken ya da oyundayken Ali ilgilenirdi, Ali'nin işi varken de ben. Aynı anda provada olduğumuz için Ada'yı gecelere kadar süren provalara taşımak zorunda kalıyoruz. En büyük sorun bu sanırım.

MOR
19 Ekim Cuma 20:30 CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ A SALON
17 Kasım Cumartesi 20:30 KADIKÖY BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ

TEBEŞİR İZİ
11 Kasım 2018 Pazar 20:00 KADIKÖY HALK EĞİTİM 
21 KASIM 2018 Çarşamba 20:30 KOZYATAĞI KÜLTÜR MERKEZİ
30 Kasım 2018 Cuma 20:30 CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ A SALON
13 Aralık 2018 Perşembe 20:30 KADIKÖY BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ
21 Aralık 2018 Cuma 20:30 KADIKÖY HALK EĞİTİM

Tiyatro dışında nelerle uğraşıyorsunuz, yer aldığınız başka proje var mı?
Bu sezon oynayacağım 2 farklı tiyatro oyunu daha var. Tiyatro Rest ile Milan Kundera'nın Jack ile Efendisi isimli oyunu (şu an provadayız), bir de Avrupa turnesi yapacağımız Tuncer Cücenoğlu'nun Fosforlu Cevriye'si...
Bir de geçen ay oynadığım Okan Ege Ergüven ile Ergin Kılıkçıer'in yazdığı Aslan Parçam isimli sinema filmi var. Ocak ayında vizyona girecek.
Hareketli ve heyecanlı bir sezon olacak benim için...

Sosyal medyayı aktif kullanıyor musunuz?İşim dolayısıyla görünür olmak zorunda hissediyorum kendimi. Oyunlarımı, kamera önü işlerimi paylaşıyorum genelde. Ve evet aktif kullananlardanım. Sevdiğim bir arkadaşım oynadığı filmi paylaştıysa like atmadan geçemiyorum. :))

http://aysegulyalciner.com/
https://www.facebook.com/aysegulyalciner
https://www.instagram.com/kadikoyhalktiyatrosu/


Son olarak bize ne söylemek istersiniz? 
Tiyatro yemek, içmek gibi hayati bir ihtiyaç. İlk insanlardan bugüne dek varlığını sürdürmüş bir sanat. Biz tiyatrocular insanlara ulaşmak için çok zor şartlarda, aylarca prova yapıyor; rolün detaylarından, tanıtımından, sahne kiralamasına kadar her şeyi düşünmek durumunda kalıyoruz. Bu mesleğin devamı için tiyatroya gidin. Kendiniz için tiyatroya gidin. Tiyatro iyidir, iyileştirir.


                                 MOR OYUNU HAKKINDA MERAK EDİLENLER İÇİN TIKLAYIN!

                                               



Yorumlar